taste 2 Anlamı, Karşılığı

# A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P Q R S Ş T U Ü V W X Y Z

İngilizce - Türkçe

  • taste 2
    i. 1. tat: I liked the taste of that tea. O çayın tadı hoşuma gitti. It had a bitter taste. Acı bir tadı vardı. 2. tat alma duyusu. 3. tadımlık: Give me just a taste! Sadece bir tadımlık ver! 4. zevk, beğeni: He´s really got no taste. O gerçekten zevkten yoksun. 5. zevk, merak, düşkünlük: She´s got some expensive tastes. Pahalı zevkleri var. 6. deneme, tecrübe: That day he had his first taste of battle. O gün savaşı ilk kez tattı.